Azim ile ilgili Hikaye Örnekleri (Kısa)

Ayşe Durmuş 211 Okuma Süresi: 4 dk Hikaye Örnekleri
Azim ile ilgili Hikaye Örnekleri (Kısa)

Azim ile ilgili Hikaye Örneği (1)

Küçük bir köyde Elif adında on yaşında bir kız yaşarmış. Elif’in en büyük hayali, köyün ilerisinde göğe doğru yükselen karlı dağın zirvesine çıkmakmış. Her gün penceresinden o dağa bakar, kendi kendine fısıldarmış:
“Bir gün mutlaka oraya çıkacağım!”

Ama köydeki büyükler gülermiş:
“Sen küçücüksün Elif, o dağa koca adamlar bile çıkamıyor!”
“Ayakların yorulur, düşersin kızım, boş hayal kurma.”

Elif ise hiç vazgeçmezmiş. Önce küçük tepeleri tırmanmaya başlamış. Her gün biraz daha yukarıya çıkıyor, her düşüşünde yeniden kalkıyormuş. Ellerine taşlar batıyor, dizleri çiziliyordu ama pes etmiyordu.

Bir gün, annesi endişeyle sormuş:
“Elif, neden bu kadar uğraşıyorsun? Yorulmuyor musun?”
Elif gülümsemiş:
“Anne, yoruluyorum tabii… Ama her adımda daha güçlü hissediyorum. Başaramazsam bile, denediğim için mutlu oluyorum.”

Aylar geçmiş. Elif artık köydeki en dayanıklı çocuk olmuş. Bir sabah, güneş doğarken sırtına küçük çantasını takmış, annesine el sallamış ve dağa doğru yürümüş.

Yol çok zorluymuş:
— Rüzgâr yüzünü kesiyordu.
— Kayalar ayağını acıtıyordu.
— Yükseklik arttıkça nefesi daralıyordu.

Ama Elif içinden hep tekrarlamış:
“Azimle devam et, Elif. Vazgeçme.”

Saatler süren yolculuğun sonunda, güneş batarken zirveye ulaşmış. Karların üstüne oturmuş, köyüne yukarıdan bakmış. Kalbi sevinçle çarpıyormuş.

O sırada kendi kendine fısıldamış:
“İşte başardım… Çünkü hiç pes etmedim.”

Köye döndüğünde herkes hayretle bakmış. Elif’in gözlerindeki parıltıyı gören büyükler bile artık onun azmine inanmış. O günden sonra köyde kimse küçük hayallerle alay etmemiş.


Azim ile ilgili Hikaye Örneği (2)

Ali müzik öğretmeninin sınıfa getirdiği eski bir kemana âşık olmuştu. Telleri kopuk, gövdesi çiziklerle dolu bu keman kimseye umut vermiyordu. Arkadaşları gülerek,
“Onunla mı müzik çalacaksın? O artık işe yaramaz!”
diye takılıyorlardı.

Ama Ali inanıyordu. Her gün okul çıkışı kemanı temizliyor, tellerini tamir etmeye çalışıyor, saatlerce denemeler yapıyordu. Başta çıkan sesler cızırtılıydı, yanlış notalar kulak tırmalıyordu. Öğretmeni bile bazen umutsuzca başını sallıyordu.

Bir akşam, annesi Ali’yi odasında çalışırken buldu. Parmakları yara olmuştu.
“Oğlum, çok yoruluyorsun, belki de bırakmalısın.”
Ali başını kaldırıp kararlılıkla cevap verdi:
“Anne, bu keman bana güveniyor. Eğer azmedersem onun da sesi güzelleşecek.”

Aylar geçti. Ali, sabır ve azimle kemanı çalmayı öğrenmişti. Okulun yıl sonu gösterisinde sahneye çıktığında herkes merakla bekliyordu. Işıklar altında ilk yay hareketini yaptığında salona huzur dolu bir melodi yayıldı.

Arkadaşları şaşkınlıkla fısıldaştı:
“Bu… aynı keman olabilir mi?”

Gösteri bitince herkes ayakta alkışladı. Ali ise sadece gülümsedi ve içinden şunu söyledi:
“Azim, en eski kemana bile yeni bir hayat verebilir.”


Azim ile ilgili Hikaye Örneği (3)

Zeynep okulun atletizm takımına girmek istiyordu. Ancak ilk denemesinde nefesi hemen tükenmiş, diğerleri onu çoktan geçmişti. Arkadaşları alay ederek,
“Sen koşucu mu olacaksın? Daha beş tur atamıyorsun!”
dediler.

Zeynep utanmış ama vazgeçmemişti. Her sabah gün doğmadan uyanıyor, evlerinin yakınındaki parkta koşmaya çıkıyordu. İlk gün sadece iki tur dönebilmişti. Ertesi gün üç… Sonraki hafta beş…

Bir sabah babası onu pencereden görmüş, endişeyle sormuş:
“Kızım, bu kadar erken kalkıp koşmaya değiyor mu? Çok yorulmuyor musun?”
Zeynep terini silip gülümsemiş:
“Baba, yoruluyorum tabii… Ama her turda biraz daha güçleniyorum. Vazgeçersem hiç başaramam.”

Aylar sonra seçmeler yapıldığında Zeynep yine pistteydi. Bu kez yorulmadı, düşmedi, nefesi kesilmedi. Bitiriş çizgisine ilk ulaşan o oldu. Tribünlerden alkışlar yükseldi.

Antrenörü gözleri dolarak yanına geldi:
“Aferin Zeynep! Bunu nasıl başardın?”
Zeynep gururla cevap verdi:
“Azimle… her gün biraz daha koşarak.”


Azim ile ilgili Hikaye Örneği (4)

Emir’in en büyük hayali uçan bir araba yapmaktı. Garajda karton kutular, eski motor parçaları, kablolar ve oyuncak helikopter pervaneleriyle uğraşıp duruyordu.

Arkadaşları gördükçe gülüyorlardı:
“Emir, bu hurda parçalarla araba mı uçuracaksın?”
“Sen hayalperestsin, boşuna uğraşıyorsun.”

Ama Emir pes etmiyordu. İlk denemesinde araba yere çakıldı. İkinci denemede motoru çalışmadı. Üçüncü denemede pervane koptu. Defalarca başarısız oldu. Ellerinde yağ izleri, yüzünde hayal kırıklıkları vardı.

Bir akşam annesi yanına gelip endişeyle sordu:
“Oğlum, neden hâlâ uğraşıyorsun? Olmayacak gibi görünüyor.”
Emir gözlerini parlatıp cevap verdi:
“Anne, Edison yüzlerce kez denemeden ampulü bulamadı mı? Ben de vazgeçmeyeceğim. Azim olmazsa hayaller gerçekleşmez.”

Günlerce çalıştı, denedi, bozdu, yeniden yaptı. Sonunda küçük pervaneli, renkli kablolarla ışıldayan bir prototip ortaya çıktı. Düğmeye bastığında araba havalanıp birkaç metre süzüldü.

O an Emir sevinçle bağırdı:
“Başardım! Çünkü asla pes etmedim!”

Okuldaki arkadaşları gördüklerinde gözlerine inanamadılar. Emir’in hayali gerçek olmuştu. Küçük uçan arabası gökyüzünde süzülürken herkes alkışladı. Artık herkes biliyordu: azim, hayallerin kanatlarıdır.

Yazıyı Paylaş