Dostluk ile ilgili Hikaye Örnekleri (Kısa)
Dostluk ile ilgili Hikaye Örneği (1)
Bir zamanlar küçük bir kasabada yaşayan Emir ve Kerem adında iki arkadaş vardı. Çocukluktan beri beraber büyümüş, aynı sokaklarda oynamış, aynı okula gitmişlerdi. İnsanlar onların dostluğunu gördükçe “Gerçek kardeş gibiler” derdi.
Bir gün kasabaya büyük bir fırtına çıktı. Ağaçlar devrildi, yollar kapandı. Herkes evine kapanmıştı. Fakat Kerem’in evi, fırtınada hasar görmüştü. Çatısı uçmuş, pencereleri kırılmıştı. Kerem’in ailesi zor durumdaydı.
Emir bunu duyunca hiç düşünmeden arkadaşının yanına koştu.
— “Kerem! Kardeşim, sen iyi misin?” dedi telaşla.
— “Biz iyiyiz Emir, ama evimiz mahvoldu. Annem çok endişeli.” diye cevapladı Kerem.
Emir hemen babasının kamyonetini çağırdı. Birlikte çatıyı onarmak için malzemeler taşıdılar. Komşular başta sadece izledi, ama Emir’in gayretini görünce onlar da yardıma katıldı. Kısa sürede ev tamir edildi.
Kerem gözleri dolu dolu Emir’e sarıldı:
— “Sen olmasaydın biz bu işin altından kalkamazdık.”
— “Dostluk zor zamanda belli olur Kerem. Sen olsan aynısını yapardın.” dedi Emir.
O günden sonra kasabadaki herkes, dostluğun sadece oyun oynarken değil, zor günlerde de değerli olduğunu anladı. Emir ve Kerem’in hikâyesi, çocuklara anlatılan güzel bir örnek oldu.
Dostluk ile ilgili Hikaye Örneği (2)
Uzak bir ormanda, minik bir serçe ile kocaman bir ayı yaşarmış. Serçenin adı Cıvıl, ayının adı ise Koca Pati’ymiş. İkisi çok farklı görünseler de birbirlerine çok değer verirlermiş.
Bir gün Cıvıl, gökyüzünde uçarken kanadını bir dala çarptı ve yere düştü. Uçamıyordu. Küçücük bedeniyle korku içinde çırpınırken, Koca Pati hemen yanına koştu.
— “Korkma Cıvıl, ben buradayım. Sana zarar gelmesine izin vermem.” dedi.
— “Ama artık uçamıyorum… Ya hiç iyileşemezsem?” diye ağladı serçe.
Koca Pati onu devasa pençeleriyle dikkatlice alıp kendi mağarasına götürdü. Her gün yiyecek buldu, kanadını yapraklarla sardı. Cıvıl günlerce uçamasa da, dostunun sabrı ve sevgisi sayesinde güçlendi.
Birkaç hafta sonra Cıvıl yeniden kanat çırpmayı başardı. Gözleri parladı ve heyecanla bağırdı:
— “Başardım, uçabiliyorum!”
— “Ben biliyordum!” diye gürledi Koca Pati. “Dostlar birbirine inanır.”
O günden sonra Cıvıl her gün gökyüzünden Koca Pati’ye şarkılar söyledi. Koca Pati de ormanda yürürken başını kaldırıp dostunun melodisini dinledi. İkisi de anladı ki gerçek dostluk, farklılıkları değil sevgiyi büyütürdü.
Dostluk ile ilgili Hikaye Örneği (3)
Bir ilkokulda Elif ve Zeynep adında iki arkadaş vardı. Her teneffüste birlikte oyun oynar, sırlarını paylaşır, derslerde birbirlerine yardım ederlerdi.
Bir gün Elif’in en sevdiği mavi kalemi kayboldu. Sınıfta aradı, çantasına baktı ama bulamadı. Çok üzülmüştü.
— “Zeynep, kalemim yok! Annem hediye etmişti, onu çok seviyordum.” dedi gözleri dolarak.
— “Üzülme Elif, ben sana kendi kalemimi veririm.” dedi Zeynep hemen.
Elif kalemi kabul etti ama yine de kaybolan kalemini düşünmekten kendini alamadı. Birkaç gün sonra öğretmen masaların altında temizlik yaparken kalemi buldu. Kalem, Elif’in sırasının altına yuvarlanmıştı.
Öğretmen kalemi Elif’e verdiğinde Elif çok sevindi. Koşarak Zeynep’e sarıldı.
— “Sen olmasaydın o gün yazı bile yazamazdım. Bana kalemini verdiğin için teşekkür ederim.”
— “Dostluk işte budur Elif. Kalemler bulunur ama dostluk kaybolursa geri gelmez.” diye gülümsedi Zeynep.
O günden sonra ikisi daha da sıkı dost oldu. Sınıftaki herkes, dostluğun değerinin eşyalardan çok daha önemli olduğunu gördü.
Dostluk ile ilgili Hikaye Örneği (4)
Küçük bir kasabada, çocuklardan oluşan bir futbol takımı vardı. Takımın en hızlı oyuncusu Mehmet, en iyi kalecisi ise Ahmet’ti. Ama aralarında küçük bir tartışma çıkmıştı. Mehmet, her golü kendi atmak istiyor, Ahmet de “Takım oyunu yapmalıyız” diyordu.
Bir gün önemli bir maçları vardı. İlk yarıda Mehmet sürekli bireysel oynamaya çalıştı ama topu kaybetti. Takım geri düşmüştü. Ahmet kalede elinden geleni yapıyordu ama arkadaşlarının moralini düşük görünce çok üzüldü.
Devre arasında Ahmet, Mehmet’in yanına gitti:
— “Mehmet, biz dostuz. Kazanmak için birbirimize güvenmemiz lazım.” dedi.
Mehmet başını öne eğdi:
— “Haklısın Ahmet. Dostluk olmadan takım da olmaz.” dedi.
İkinci yarı başladığında Mehmet pas vermeye, Ahmet de takımı cesaretlendirmeye başladı. Birbirlerine güvenerek oynadılar. Son dakikada Mehmet golü attı ama bu gol, bütün takımın emeğiyle gelmişti.
Maç bittiğinde herkes sevinç içinde Ahmet ve Mehmet’i havaya kaldırdı. Onlar ise birbirlerine bakıp gülümsediler:
— “Gerçek dostluk, topu paylaşmakla başlar.” dediler.
Dostluk ile ilgili Hikaye Örneği (5)
Aynı mahallede yaşayan Meryem Teyze ile Hasan Amca yıllardır komşuydular. İkisi de yaşlanmış, çocukları başka şehirlere gitmişti. Günlerini çoğunlukla yalnız geçirirlerdi. Ama bir şey hiç değişmemişti: Her sabah birbirlerine “günaydın” demek.
Bir kış günü Hasan Amca ağır bir grip oldu. Evden çıkamıyor, alışverişe gidemiyordu. Meryem Teyze bunu fark etti.
— “Hasan Amca, bugün seni pencerede göremedim, iyisin değil mi?” diye seslendi.
— “Biraz hastayım Meryem Teyze, dışarı çıkamıyorum.” dedi kısık bir sesle.
Meryem Teyze hemen pazara gitti, sıcak çorba yaptı ve kapısına bıraktı. Günlerce ona baktı, ilaçlarını hatırlattı. Hasan Amca iyileştiğinde gözleri dolarak teşekkür etti:
— “Gerçek dost, akraba kadar yakın olan komşudur. Bana bunu hatırlattın Meryem.”
— “Biz yıllardır yan yana yaşıyoruz. Dostluk, aynı sokakta nefes almakla başlar.” dedi Meryem Teyze.
O günden sonra ikisi, yaşlarının getirdiği yalnızlığı paylaşarak daha da güçlü bir dostluk kurdular. Mahalledeki gençler onları gördükçe, “Keşke biz de böyle dost kalabilsek” diye içlerinden geçirdiler.